Adım Adile. 48 yaşında, az kilolu, 1.70 boyunda, kapalı bir kadınım. Kocam 55 yaşında, ince yapılı (aslında son derece zayıf demek daha doğru olur) ve uluslararası bir nakliyat şirketinde TIR şöförlüğü yapıyor. 24 yaşında bir kızım var, 2 yıllık yüksek meslek okulunu bitirdi, şimdi İzmitte büyük bir AVM de Vardiyalı çalışıyor. Kocamla Sex hayatımız 1999 yılındaki depremi yaşadığımız gece bitti, yani kocamın siki birdaha kalkmadı. Kocamın gitmediği hekim psikolok kalmadı, yine de durumu düzelmedi. Ben de ozamandan beri sikişmeye hasret kaldım. Eh burasıda ufak bir belde, herkes birbirini tanır, ne kadar yarrağa aç olsamda, dedikodudan çekindiğim için kimseyle bir halt edemedim, taki yan komşumun 18 yaşındaki Oğlu Hakanı kadınlar gününde arka bahçede 31 çekerken görene kadar…
Bizim evler yan yana ve bahçe içindedir. O gün yan komşum Zikriyenin günüydü. Yaz mevsimi olmasından güne katılan tüm kadınlar Zikriyenin ön verandasında toplanmış, çay pasta kurabiye eşliğinde laflıyorduk. Bir ara kadınlardan biri benden dantel örneği problemmis, alıp getirmek için kendi evime geçtim. Arka odadan dantel örnek olarak aldım, tam döneceğim gözüm Zikriyenin arka bahçedesindeki Hakana takıldı. Hakanan (yan komşum Zikriyenin oğlu) asmanın altında 31 çekiyordu. Annesine gelen kadınları görünce azmıştı anlaşılan. Perdeyi hafif aralayıp biraz dikkatli baktığımda odun gibi yarağının damarları çıkmış, nasıl da ovalıyordu anlatamam. O anda tahrik oldum ve resmen amım sulandı. Kolay değil, 11 yıldır kocamla tık yok yatakta. Durdum Hakanın 31 çekmesini seyrettim. Seyrederken elim kendi kendine külodumun içine kaymış, amımı okşamaya ve parmaklamaya başlamıştım. Osman fışkırmaya başladığında içim gitti resmen. Ben de amımı ovarak orgazm olmuştum. Neyse, toparlanıp yeniden Zikriyelere gittim, ancak kadınlarla sohbet ederken hep aklım Hakanda ve onun o görkemli yarağındaydı…
O gece dayanamayıp, dolaptan taze ve büyük irisinden bir Patlıcan alıp, yalnız yatağımda Hakanı düşünerek kendimi tatmin edip, amımın ateşini söndürdüm ve uyudum. O günden sonra ikide bir Hakanı küçük tefek işlerde yardım isteme bahanesiyle evime çağırıp firikikler veriyordum. Tabi gözüm sürekli önündeydi. Hakan da frikik verdiğimde çaktırmadan bakıyor ve önü kabarıyordu. Ama bir girişimde bulunmuyordu, belki de annesine söylerim diye korkuyordu çocukcağız. Bu böyle bir 2 hafta daha devam etti ve ben artık daha da azmış ve dayanamaz hale gelmiştim. Anladım ki ben birşey yapmazsam Hakandan bir girişim olmayacaktı. Ve Hakana bir numara yapmaya karar verdim. İçime siyah iç çamaşırları giydim, üsbütüne beyaz ince bir triko bluz giydim ve ön dekoltesini de açtım. Südyenim olduğu gibi görünüyordu. Uzun, siyah, önden butonli eteğimi de giydim ve ön butonlarıninin alttan 4 tanesini açtım ki baldırlarım görünsün diye. Mutfakta lavabonun altındaki sifonu çekip musluğu biraz açtım ve yere su akıttım. Sonra da ‘Lavabo bozuldu’ diye, bakması için Hakanı çağırdım…
Hakan lavaboyu tamir etmeye geldi. Mutfakta çömelip lavabonun alt dolabının kapağını açtığımda Hakan küloduma kadar görüyordu. Hafif eğildiğimde ise göğüslerimin çatalı neredeyse burnuna yapışacaktı. Bolca sürdüğüm parfüm de cabası. Hakan hemen, “Sadece sifon yerinden çıkmış Adile teyze!” diyerek sifonu yerine taktı. Ama gözlerini benden ayıramıyordu, önü deseniz resmen çadır kurmuş, yarağı şortunu delecek gibiydi. Hakana lavaboyu tamir ettiği için teşekkür edip, planımın ikinci kısmına geçtim. Çömeldiğim yerden kalkarken, yarı domalmış bir haldeyken acı bir “Ahhhh!” çektim ve elimle belimi tutarak, “Offf belimmm!” diye sızlandım ve o pozisyonda kaldım. Hakan hemen, “Ne oldu Adile teyze? Birşeyin yok ya?” dedi. “Belim tutuldu sanırım! Yardım et, beni kaldır ve yatağa götür lütfen, belime bıçak saplanmış gibi hissediyorum!” dediğimde, Hakan hemen arkama geçip koltuk altlarımdan tutup yavaş yavaş beni kaldırmaya çalışırken kalçamı hakanın önüne dustum, yarağını resmen kalça yarığımda hissediyordum. Ben arkamı ykatiyendıkça o da göbütüne iyice abanıyordu ve yarağı taş gibi sertti…
Sonunda Hakanın sayesinde ahlaya puflaya ayağa kalktım. Güya belimin ağrısından yürüyemiyorum diye Hakanın boynuna kolumu doladım da yürüyorum. Hakan da belime sarılıp beni yatak odama götürdü. Beni yatağın kenarına oturtup yavaşça yatağa yatırmaya çalışırken ben de iki kolumu boynuna kaynaklı destek alıyordum. Sırtım yatağa değdiğinde (kollarımı boynundan bırakmadığım için) Hakanı da üzerime çekmiştim ve vücutlarımız birbirine yapışmıştı. Hakanın kazık gibi yarrağını tam amımın üzerinde hissediyordum. Hakan o anda sanki niyetimi anlamıştı, ancak yine de çekiniyordu. Üzerimden kalktı ve “Nasıl oldu, belin hala çok ağrıyor mu Adile teyze?” diye sordu. “Çok berbat ağrıyor…” dedim. “Adile teyze istersen yüzüstü dön de belini ovayım!” dediğinde, “Oh çok iyi olur valla!” deyip yavaşça döndüm ve yüzüstü uzandım. Hakan da yatağa çıktı, bacakarama yanaşıp iki eliyle belimi ovmaya başladı. “Şu bluzümü yukarıya sıyır da ov!” dedim…
Hakan Bluzümü boynuma kadar sıyırdı ve önce belimi okşar gibi ovma başladı. “Oh iyi geliyor valla, biraz daha sert yap ve hep aynı yeri ovma, yalnızca belim değil tüm sırtım ağrıyor!” dedim. “Tamam Adile teyze!” diyerek yukarıya doğru kaydı ve sırtımı, südyenimin kopçasının olduğu kısmın etraflarını ovmaya başladı. Bir ara parmakları südyenimin yanlarından göğüslerime kaymaya başladığında, “Sütyenimi çöz de rahat yap!” dedim. Hiç sesini çıkarmadan südyenimin kopçasını çözdü ve sırtımı ovmaya devam etti. Elleri yanlardan göğüslerimin yanlarını da okşamaya başladığında ben resmen ıslanmaya başladım ve gözlerim kapalı olarak küçük küçük zevkten inliyordum. Hakanın elleri arda sırada yeniden belime iniyor ve belimi ovarken başparmaklarını da eteğimin bel kısmından içeriye hafif hafif sokmaya çalışıyordu. Hakana, “İstersen eteğimi çıkar da buruşmasın! Hem oralarım da çok ağrıyor, oraları da ov!” dediğimde, Hakan eteğimin arka fermuarını indirdi ve eteğimi bir çırpıda çekip çıkardı…
Artık yalnızca külotla kalmıştım. Hakan baldırlarımın üzerine oturdu ve bacakları bacaklarıma temas durumundaydi. Bir an üzerime uzandı ve yarrağı neredeyse külodumu delecek gibiydi. O an bir “Oohhhhh!” çekerek göbütünü hafif yukarıya kaldırıp yarrağına bastırmaya başladım. İşte o anda Hakan da omuzlarımdan tutarak iyice abandı ve ensemde Hakanın dudaklarını hissettim. Ensemi, boynumu ve omuzbaşlarımı öperek göbütüne kerkiniyordu. Artık ok yaydan çıkmıştı. Amım da berbat sulanmış ve vıcık vıcık olmuştu. Ellerimi arkaya atıp külodumu aşağı sıyırdığımda, Hakan da bir anda doğrulup, önce kendi şortunu sonra benim külodumu çıkardı. Ben sırtüstü dönüp baktığımda, Hakanın damarlı yarrağı son derece şişmiş, başı nereyse morarmıştı. Elimi atıp yarrağını tuttum ve çekerek, “Ağzıma yaklaştır şunu!” dedim.Hakan yukarıya kayarak göğüslerimin üzerine oturur gibi pozisyon aldı ve yarrağını ağzıma uzattı…
Önce yarrağının başını öpüp dilimle birkaç defa daire çizdikten sonra ağzıma aldım ve emmeye başladım. Daha 10-15 saniye geçmeden Hakan kasılmaya başladı. Boşalacaktı, ancak kendini zor tutuyordu. Ben daha seri emmeye başlayınca döllerini gırtlağımdan mideme doğru fışkırtmaya başladı. Tüm döllerini yutup yarrağını yalayarak temizledikten sonra, yarrağını ağzımdan çekti ve göğüslerimden aşağı kayarak, göğüslerimi yalamaya öpmeye ve emmeye başladı. Göbeğimi de yaladıktan sonra, bacaklarımı ayırıp başını amıma gömdü ve amımı yalamaya başladı. Bu işi çok iyi biliyordu kerata, diliyle sikiyordu amımı. Ben artık kopmuştum, inlemelerim resmen böğürmelere dönüşmüştü. Yarım saate yakın yalayarak iki kere orgazm etmişti beni. Saçından asıla asıla amımdan zorla uzaklaştırabildim dilini. Kollarından tutup yukarıya çektim ve “Hadi sokkkkk!” diye seslendim. Hakan yarrağını amımın dudaklarına sürtmeye başladı. Ben dayanamıyordum, “Sok artık yeter, sok şunu!” dedim…
Hakan amımın dudaklarını parmaklarıyla ayırıp yarrağının başını amımın deliğine dayadı ve belimi iki eliyle tutup beni kendine çekerek bunun yanı sıra da yüklendi. Yarağı bir anda ve bütünden köküne kadar girmiş ve içimi doldurmuştu. Öyle bir “Ooohhhhhhhh!” çektim ki anlatamam. Sanki içim yarılmıştı, yarağının damarlarını amımın en ücra köşesinde bile hissediyordum. Hakan yavaş yavaş gidip gelmelere başlayınca, altında nasıl kıvrandığımı görmeniz, şehvetten nasıl sesler çıkardığımı, zevkten nasıl inlediğimi duymanız lazımdı. hakan gittikçe hızlanan hareketlerle amıma pompalarken ben de bu arada tekrar orgazm olmaya başlamıştım. Orgazm kasılmalarımdan kaynaklı tüm vücudum Jöle gibi titriyordu. Tırnaklarımı hakanın sırtına geçirip yüksek sesle bağır bağıra boşaldığımı hatırlıyorum.Hakanın da boşalması yakındı, birden daha da hızlandı. Nasıl sikiyor ama, taşakları kalçama şap şap vura vura…
Benim Ahh’lamalarım ve Ohh’lamalarım arasında, Hakan, “Geliyorummm!” diyerek birden içime fışkırmaya başladı. Aman Tanrım ne görkemlidi.Hakan göğüslerimden birini ağzına almış emerken, ben çıldırmış gibi başımı sağa sola sallayarak bir kez daha orgazm oluyordum. Hakanın fışkırması bittiğinde üzerime yığıldı kaldı, ancak o koca yarağı hala içimdeydi. O vaziyette bir süre soluklandık. Hakan yana devrildiğinde, yatakodamın kapısında duran kızım Ceydayı ile göz göze geldik. Tabi hemen toparlandık. Hakan şortunu ve tişörtünü yarım yamalak giyip, kaçarcasına fırladı evden çıktı gitti. Ben de kızımı oturtup herşeyi belirttim ve kızım da bana hak verdi.