Kiracılarımız Seks Bağımlısı Çıktı

Evdeki kadınlar bir süre daha oturup gittiler. Giderlerken seslerini duydum, ama odamdan çıkmadım. Akşam yemeği hazırlanana kadar da kaldım odamda. Yemekten sonra, çay kahve TV faslından sonra da tekrar odama gidip erkenden yattım, uyudum.

Ertesi sabah erkenden uyandığımda güneş yeni doğmak üzereydi, kuşlar ötüşüyordu. Kalktım. Evde benden başka herkes uyuyordu daha. Kendime çay yapıp balkonda oturdum, sigarayla birlikte çayımı içerken, apartmanın dış kapısının gıcırdayan sesini duydum. Balkondan eğilip aşağıya baktığımda, Handan ablanın kocası çıktı apartmandan. İşe gidiyordu. Gözden kaybolana kadar arkasından baktım adamın. İki yıldır Handan ablayı sikmiyordu. Bunun sonucunda Handan abla iyice kuduruk olmuş, şimdi benim için yanıp tutuşuyordu. Sabah sabah sikim kalkmış, içimde deli gibi Handan ablayı sikme isteği doğmuştu. Telefon edip uyandırdım, “Kocan gitti, geliyorum yanına, kapıyı açık bırak!” dedim.

Biraz sonra onun kapısındaydım. Dediğim gibi kapıyı açmış ve aralık bırakmıştı. Sessizce girip kapıyı kapattım ve arkadan kilitledim. Handan abla ortalıkta görünmüyordu. Odasına girdiğimde yatakta beni bekliyordu. Üstünde çiçekli bir gecelik vardı. Yeni kalktığı için biraz uyku sersemiydi. Ama birazdan bütün uykusu açılacaktı. Odanın kapısını da kapatıp hemen yanına gittim ve dudaklarına yapıştım. Aynı anda o da bana karşılık veriyordu. Üstüne uzanıp öpmeye devam ettim. Handan abla bacaklarını belime dolamış, yatakta kendini oynatıyordu. Aynı anda ben de ona sürtünüyordum.

Şortumu çıkartıp boxerla kaldım, amının sıcaklığı sikime daha iyi temas ediyordu şimdi. Bu şekilde biraz öpüştükten sonra üstündekileri çıkarttım. Fazla oyalanmadan direk içine girmek istiyordum. Sikim kazık gibi olmuştu. Amına el attım, ama yeteri kadar ıslanmamıştı. Direk eğilip kılsız pembe amını yalamaya başladım. Aynı anda Handan abla da inlemeye başladı. Dilimi iyice kıvırıp amının içine sokup çıkartıyordum. Amı o kadar çok sulanmıştı ki, çenem sırıl sıklam olmuştu. Adeta amının dudaklarıyla öpüşüyordum. Dışarı doğru açılmış am dudaklarını emiyor, onları bırakıp bızırını ağzıma alıp emiyordum. Handan abla aldığı zevkten elleriyle kafama bastırıyordu.

Bir süre daha yaladıktan sonra boxerimi çıkardım ve “Hadi bakalım, sıra sende!” diyerek sikimi uzattım. Handan abla uzanıp sikimi ağzına aldı. İlk günden bugüne baya bir ilerleme kaydetmişti. Sikimi yalarken kendisi de zevk alıyordu. Hepsini ağzına alıyor, bir süre bekleyip emerek çıkartıyordu. Epeyce daha yaladıktan sonra sikimi bırakıp taşaklarımı yalamaya başladı. İnanılmaz bir şekilde azmıştım. Sikim sanki öncekine göre daha da büyüdü. Bir yandan yalıyor, bir yandan da sikimi sıvazlıyordu. Böyle giderse boşalacağımı anladım. Üstümden kaldırıp dörtayak üstüne getirdim. Elleriyle yatak başlığından tutunuyordu.

Sikimin başını biraz amının dudakları arasına sürttürdüm ve içine girdim yavaşca. Kasıklarımız kavuşmuştu. İçine girince kızgın bir sobaya girmiş gibi hissettim kendimi. Handan abla çocuk doğurmasına rağmen halen kız gibi amı vardı. Her soktuğumda amı açılıp sikimi sarıyor, çıkartırken de kapanıyordu tekrar. Dibine kadar sokup çıkartıyordum. Keyfini çıkara çıkara sikiyordum Handan ablayı. “Ohhh, sik, çok güzel, ımmh, sok!” diye inliyordu. Bir süre böyle devam ettim. Baş parmağımı terlemiş göt deliğine gezdirdim biraz. Göt deliğinin etrafı sık kıllarla örtülüydü. Baş parmağımı ilk boğumuna kadar içine soktum. Ben parmağımı hareket ettirdikçe Handan abla da kendini oynatmaya başladı. Sikimi amının daha da derinlerine almak ister gibi hızlanmaya başladı.

Boşalacağını anladığımda durdum. “Durma, devam et, gelmek üzereyim, sok hadi!” diyordu. “Sakin ol aşkım yeni başladık!” diyerek yatağa uzandım. Handan ablayı da ters şekilde üstüme oturtturdum. Narin elleriyle tuttuğu sikimi amına yerleştirip zıplamaya başladı. Kontrolü ona bırakmıştım, istediği gibi oturup kalkıyor, hızlanıp yavaşlıyordu. Bir süre sonra deli gibi oturup kalkmaya, aynı zamanda da çığlık atmaya başladı. İnanılmaz zevk alıyorduk ikimiz de. Odanın içinde, kasıklarımızdan çıkan ‘Şlop, şlopp!” sesleri, ikimizin inleme sesleri ve yatağın yaylarından çıkan gıcırdama sesleri birbirine karışmıştı.

İkimiz de adım adım boşalmaya yaklaşırken, aklıma bugüne kadar hep içine boşaldığım geldi. Yoklamak için, “Geliyorum ben, nereye boşalayım?” diye sordum. “İçime boşal, doldur içimi döllerinle erkeğimmm! Ohhhh!” diyerek orgazm oldu. Aynı anda ben de kendimi bıraktım ve deli gibi boşalmaya başladım. Müthiş zevk almıştık. Bir süre bu zevkin içinden çıkamadık. Daha sonra Handan abla üstümden inip, kendini yanıma devirdi. Soluğumuz düzelene kadar öylece bekledik.

“Hep içine boşalıyorum, bir sıkıntı çıkmasın?” dedim. O da, “Geçen sene rahmimde kist vardı, kötü huyluydu, tedavi işe yaramayınca mecburiyetten aldırdım!” dedi hüzünlü bir sesle. Bir daha çocuk doğuramaycak olmasına üzülmüştü. Neşesini yerine getirmek için, “İyi ya işte, ben de içine rahatlıkla boşalabilirim, inan bu çok hoşuma gidiyor!” diyerek dudaklarından öptüm. Daha sonra ona, “Birkaç gün sonra tatile gideceğim, haberin olsun hayatım!” dedim. “Geri geleceksin ama değil mi?” dedi yüzünü asarak. “Geleceğim tabi, daha götünün tadına bakacağım!” diyerek elimi kalçalarına attım. “Sana feda olsun!” diyerek kafasını göğsüme koydu.

O şekilde yatarken gözlerimiz kapanmış, uyumuşuz. Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, terden sırılsıklam olmuş bir şekilde uyandım. Güneş tam yattığımız odaya vuruyordu. Ben kalkınca o da kalktı. Banyoya geçtik beraber. Birbirimizi yıkayıp kurulandıktan sonra, giyinip eve geçtim.

Annem uyanmış, kahvaltı hazırlıyordu. Benim görünce, “Hayırdır oğlum, nerden geliyorsun böyle sabah sabah?” diye sordu. “Sabahın köründe uyandım, uyku tutmayınca çıkıp dolaştım biraz!” diyerek geçiştirdim. Anneme daha sonra, iki gün sonra arkadaşlarla tatile gideceğimi söyledim. Annem bilirdi benim huyumu, normalde bu kadar durmam bile fazlaydı memlekette.

Kahvaltıdan sonra biraz evde durup, odamda vakit öldürdüm. Öğleye doğru Zübeyde abla aradı, “Ankara’ya gitmiyormuyuz?” dedi. Aklımdan tamamen çıkmıştı. “Tamam yarım saate alırım seni!” dedim. “Otobüsle gidelim, nasıl getireceksin iki arabayı da?” diyerek güldü. Bana araba almayı kafasına koymuştu. Ama ben bu durumu aileme açıklayamayacağım için arabayı saklayacaktım. “Tamam o zaman, 12:00 otobüsüne yetişelim! Otogarda buluşuruz!” diyerek kapattım telefonu. Otogar dedemin evine yakındı, yürüyerek kısa sürede ordaydım. Biletleri alıp, Otogarın önüne çıktım, bir sigara yaktım, Zübeyde ablayı beklemeye koyuldum.

Sigaramı içerken, baba tarafından akrabam olan Burcu ablayı gördüm. Burcu abla benim ilk defa çıplak gördüğüm kadındı. Ortaokula giderken İbrahim diye bir arkadaşım vardı. Burcu abla aynı zamanda da İbrahim’in teyzesiydi. Burcu ablaların ilçenin biraz dışında bahçeleri vardı. Bahçe sulamaları için kuyu suyuyla dolan büyük bir havuz yapmışlardı. İbrahim’le yazın sıcağından bunaldığımız için oraya yüzmeye gitmeye karar vermiştik. Kimseye birşey demeden gitmiştik…

Bahçe içinde küçük bir kulübe tarzı prefabrik ev yapmışlardı. Oraya yaklaştıkça içerden inleme sesleri geliyordu. İbrahim’le gözgöze gelip, birbirimize sus işareti yapıp camdan baktık gizlice. Burcu abla kocası İlhan abiyle sikişiyordu. İkisi de kendinden geçmişti. İlhan abi Burcu ablayı yatırmış hızlı hızlı sikiyordu. Burcu ablanın memeleri deli gibi sallanıyordu bu sırada da. Çok geçmeden İlhan abi içinden çıkıp göbeğine boşalmıştı Burcu ablanın. İbrahim’le hemen ordan uzaklaşıp bahçeden çıkmıştık. Gördüklerimizin etkisiyle, ne benden, ne de İbrahim’den ses çıkmamıştı.

Aklıma kazınan bu görüntüler, Burcu ablayı şimdi Otogarda görünce yeniden canlandı. Burcu abla beni görmemişti. Arkasından bir süre baktım. Biraz kilo almış, ama bu ona yakışmıştı. Fiziği çok güzeldi. Sonra yanına gidip selam verdim. Önce çıkartamadı beni, ama kendimi tanıtınca, sıkıca sarıldı bana ve “Ne zamandır görmüyordum seni, kocaman delikanlı olmuşsun yakışıklım!” dedi. Anlaşılan beni halen küçük bir çocuk gibi görüyordu. Sarılırken yumuşacık göğüsleri aramızda sıkışmıştı. Ve bu beni tahrik etmeye yetmişti.

Gözleri fıldır fıldırdı Burcu ablanın. Ben de gözlerinin içine bakarak, “Geçen yıllar beni büyüttü de, sen hiç değişmemişsin abla, halen çok güzelsin!” dedim. Bunu nasıl dedim bilmiyorum ama, Burcu abla, “Bak sen, büyümüşte ablasına iltifat ediyor. Teşekkür ederim canım benim!” diyerek makas aldı yanağımdan. Sonra da, “Nereye böyle?” dedi. “Ankara’ya gidiyorum ablacım, sen nereye gidiyorsun?” dedim. “Konya’ya gidiyoruz. İlhan abin lavaboya gitti, onu bekliyorum ben de!” dedi. Biz konuşurken İlhan abi de geldi. Biraz da onla sohbet ettik. Konya otobüsü hareket edecekti, Burcu abla ve İlhan abiyle vedalaşıp uğurladım onları.

Az sonra da Zübeyde abla geldi. Yüzünde az bir makyaj yapmış, altına dizinin altında biten kısa kesim kot, üstünde de V yaka tişört vardı. Saçlarını arkadan toplamış, at kuyruğu yapmıştı. Kafasının üstünde de büyük çerçeveli bir güneş gözlüğü vardı. Bu haliyle genç bir kız gibi gösteriyordu. Bana doğru yürürken, ne kadar güzel olduğunu bir kez daha farketmiştim. Yanıma gelip yanaklarımdan öptü. Bizim de otobüsümüz geldi ve binip Ankara’ya doğru yola çıktık.

Ankara yakın olduğu için 1 saat sonra Ankara’daydık. Zübeyde dünden bankaya gidip para çekmiş, çantasında yüklü miktar parayla dolaşıyordu. Taksiye binip Ankaran’ın büyük oto firmalarından birine gittik. İstediğim arabayı belirtip, 2-3 saat içinde belgeleri toplayıp hallettik işimizi. Arabamın koltuğuna oturduğumda çok heyecanlıydım. Zübeyde ablaya, “Çok teşekkür ederim aşkım!” deyip sıkıca sarıldım. “Hadi bunu kutlayalım o halde!” dedi Zübeyde abla. Hemen yola koyulup, Ankara’nın en şık restoranlarından birine gittik.

Arabadan inmeden önce Zübeyde abla bir miktar para uzattı bana. “Bu ne şimdi?” diye sordum. “Yanında bulunsun aşkım, hem ben ne yapacağım bu kadar parayı, en azından sende de bulunsun, ihtiyacın olduğunda kullanırsın!” dedi. “Peki öyleyse!” diyerek aldım parayı. İçinden bir miktar alıp, gerisni koltuğun altına koydum. Beraber güzel bir yemek yeyip, şarap içtik. Ordan çıkıp, Ankarada’ki kendi evimize götürdüm Zübeyde ablayı.

Bugün geri döneceğimiz için fazla oyalanmamamız gerekiyodu. Eve girer girmez öpüşmeye başladık. Ateşlice öpüşürken birbirimizin üstünü çıkarıyorduk. Yatağıma kadar öpüşüp, yatağa yatırdım Zübeyde ablayı. Üstünde sadece siyah bir tanga kalmıştı. Teni mis gibi kokuyordu. Vücudunun her bir noktasını öpüp koklayıp yalamak istiyordum. Boynundan başlayıp göğüslerini göbeğini öptüm dilledim. Külodunun yanlarından, amına dokunmadan bacaklarını da aynı şekilde öptüm. Amına dokunmuyor, onu daha da kudurtmak istiyordum. Zübeyde abla tepki vermiyor, dudaklarını kemiriyor, çarşafı sıkıyordu elleriyle.

Onu yüz üstü yatırıp, ensesine, sırtına, bel çukuruna, ordan kalçalarına kadar yaladım. Sıcak nefesimi verdikçe titriyor, kendinden geçiyordu. Kalçaları çok güzel görünüyordu. İki elimle ayırıp, göt deliğinin yakınlarını yalamaya başladım. Bu hareket sonunda Zübeyde abla daha fazla dayanamayıp, “Yeter artık, gir içime, dayanamıyorum!” diye sitem etti. Ama ben daha uzun uzun sevişmeyi düşünüyordum. Onu tekrar çevirirken, amının olduğu yer çarşafı ıslatmıştı. Demek ki boşalmıştı.

Külodunu çıkarıp, kıldan tüyden eser olmayan kaymak gibi amını izledim bir süre. Daha sonra eğilip yalamaya başladım. Amının dudakları şişmiş, içindeki pembeliği çok tatlı görünüyordu. Amını yaladıkça Zübeyde abla kendinden geçiyor, sırtını kaldırıp indiriyordu. Bir süre sonra da elleri saçlarımın arasına geçirip iyice bastırdı kafama. İnanılmaz bir zevk alıyorduk ikimiz de. Daha sonra bacaklarını iyice havaya kaldırıp, göt deliğini yalamaya başladım. Tertemiz göt deliği kullandığı duş jelinden kokuyordu. Burda bile tek bir kıl yoktu. Anlaşılan hazırlıklı gelmişti.

Göt deliğini yalarken amıyla oynamaya devam ettim. Bir süre sonra Zübeyde abla kasılmaya ve titremeye başladı. Yalamaya devam ettim. Ağlamaklı sesler çıkartarak orgazm olmaya, sıvılarını yüzüme fışkırmaya başladı Zübeyde abla. Kendine gelmesi için bıraktım. Mutfağa gidip buz ve su getirdim, kana kana içti.

Daha sonra tekrar dudaklarına yapışıp, onu üstüme aldım. Benim ona yaptığım gibi, o da beni yalayarak sikime kadar indi. Dondurma yalar gibi sikimin kökünden başına kadar yalıyordu. Sabah Handan ablanın yaptığı gibi taşaklarımı da yalamaya, ağzına alıp emmeye başladı. Bu hareket çok hoşuma gidiyordu, gözlerimi kapatıp kendimi ona bıraktım. Ağzına almasını istiyordum biran önce. Bunu anlamış olacak ki, diliyle yukarı çıktı, sikimin başını dilleyip, ağzına aldı, emmeye başladı. Daha sonra yavaş ama kendinden emin bir şekilde, köküne kadar ağzına alıp emerek, içimde ne var ne yok kendine çekiyordu. Bu zamana kadar yaptığı en güzel saksoydu bu. Kendimden geçmiş inliyordum.

Gitgide hızlandı saksosu. Niyetinin beni boşaltmak olduğunu anladım, ama boşalmak istemiyordum. Biran önce içine girmek istiyordum. O yüzden durdurup üstüme çektim Zübeyde ablayı. “Rahmetli kocam dayanamazdı, şimdiye boşalmıştı!” diyerek güldü. “Çok güzel yapıyorsun bu işi, ama ben amının sıcaklığını hissetmeden boşalmak istemiyorum!” dedim. Bir eliyle sikimi tutup amına hizaladı. Yavaşca oturarak içine aldı. Köküne kadar içine girince de, “Ohhh, içimi dolduruyor, her her seferinde sanki ilk defa içime alıyormuşum gibi hissediyorum!” dedi. Sıcacık amına girince, ben de derin bir, “Ohhhh!” çektim.

Üstümde gidip gelmeye başladı. Ben de memelerinin fındık büyüklüğündeki uçlarını parmaklarımın arasında eziyordum. Zübeyde abla gözlerini kapatmış, dudaklarını ısırıyordu. Acele etmiyor, keyfini çıkarta çıkarta sikişiyorduk. Bir süre sonra Zübeyde abla giderek hızlanmaya başlayınca, ben de alttan vurmaya başladım. İkimiz de kendimizden geçmiş zevk içinde inlemeye başlamıştık. Zübeyde abla gene titremeye, kendini kasmaya başladı. İçindeki sikimi mengene gibi sıkarak hapsetti. Üstüme kapaklanıp, çığlık çığlığa, inleye inleye orgazm oluyordu. Çıkardığı sesleri komşular duyabilirdi, ama bu umrumda değildi. Zübeyde abla kendine gelene kadar içindeki sikimi sıkıp sıkıp bıraktı.

Kendine gelince bunu üzerimden indirip, sırtüstü yatırdım, yatağın kenarına kadar getirdim. Yataktan inip, bacaklarını havaya diktim. Amına sokup, pompalamaya başladım tekrar. Orgazm olmasının etkisiyle amının içinde yağ gibi kayıyordum. Bu sırada iri memeleri sağa sola sallanıyordu. Boşalacağımı anladığımda, içinden çıkıp, göğüslerini tutmasını söyledim. Ben göğüslerinin arasında gidip gelirken, o da sikimin başını ağzına almaya çalışıyordu. Derken tazzikli bir şekilde fışkırtmaya başladım döllerimi. Ağzı, çenesi, boğazı ve göğüsleri dölle kaplanmıştı. Boşalmam bitince yanına yattım, soluklandık bir süre. Daha sonra kalkıp, küveti doldurmak için suyu açtım…

Leave a Reply